22 Ekim 2015 Perşembe

AŞURE GÜNÜ YAPILACAKLAR

l) Tevbe istiğfarda bulunmak.
Nitekim Hz.Ali(Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurmuştur:
“O (muharrem ayı)nda öyle bir gün vardır ki Allâh-u Te alâ o (Âşûrâ) gün(ün)de (Âdem(Aleyhisselâm)ın tevbesini kabul ettiği gibi Yûnus ve Mûsâ (Aleyhimes- selâm)ın ümmeti gibi) bir kavmin tevbesini (de) kabul etmiştir ve yine o (Âşûrâ) gün(ün)de (ümmet i Muhammed’den o günün kıymetini bilip amellerini ifâ eden) başka toplulukların da tevbesini kabul ede (çekti) r.”

Bununla âmil olmak için en azından 25 veya 27 kere şu istiğfârı okumakta çok fayda vardır. Nitekim Şeyh Ali ibni Ebî Bekr es-Sekkâf (Rahimehullâh) “Me‘âricü’l-hidâye” isimli eserinde şöyle demiştir:
“Meşhur olan istiğfâr çeşitlerinden biri de, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den rivayet edilen:

“Her kim sabahtan ve ikindiden sonra yirmi beş kere, diğer bir rivayette yirmi yedi kere:
‘Kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan, O Rahmân ve Rahim, O Hayy-ü Kayyûm olan, O hiç ölmeyecek Allah’tan mağfiret talep ediyorum ve O’na tevbe ediyorum. Ey Rabbim! Beni affet’ derse, ne canında, ne ailesinde, ne evinde, ne de bulunduğu şehirde istemediği bir şey görmez.”


Kendisi malı, canı, bulunduğu şehir bile bundan faydasını alır.
O halde sabah-akşam bu istiğfâra devam etmek lazımdır. Meşâyıhtan bir cemaat, aralarında bu istiğfârı vasiyetleşirler ve bunda gördükleri büyük fayda, üstün bereket ve kıymetli muhâfazadan dolayı bunu tale­belerine, çocuklarına ve arkadaşlarına tavsiye ederlerdi.

2) (Farz namazlar dışında nâfile) namaz (kılmak). 

3) Oruç tutmak. 
4) Sıla-i rahim (akrabayı arayıp sormak).
 Bu hususta Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyur­duğu rivayet olunmuştur:
“Her kim akrabasıyla ilişkini kesmiş (bir durumda) olur da, Âşûrâ günü o akrabalık ilişkisini ye­niden kur(mak için o kişiyi arayıp sor)arsa, Allâh-u Te alâ onun için Zekeriya oğlu Yahyâ ve îsâ (Aleyhi- messelâm)ın sevabından nasip ayırır ve bu kişi o peygamberle cennette şu ikisi gibi (birbirlerine yakın)olurlar.”
Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bu hadîs-i şerifin sonunda baş parmağı ile orta parmağını birbirine birleştirmiş (ve Âşûrâ gününde ilişkisini kestiği akrabasıyla barışan kişinin cennette zikri geçen peygamber­lerle o kadar yakın olacağını ifade etmiş)tir.


5) Sadaka vermek. 
Kütüb-ü semâviyyede şöyle yazıldığı rivayet olunmuştur: “Her kim Âşûrâ gününde sadaka verirse, sanki (sadaka) isteyen hiç kimseyi (geride) bırakmamış da hepsine sadaka vermiş gibidir. Her kim o günde bir fakire ikram ederse, Allâh-u Te alâ da kabre koyulduğu günde ona yardım eder.”

 Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in bu konuda şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:
“Her kim Âşûrâ gününde zerre miktarınca sadaka verirse, Allâh-u Te alâ ona Uhud Dağı miktarınca sevap verir ve bu sevap kıyamet gününde o kişinin mizanında bulunur.”

Selef-i sâlihinden bazıları şöyle demiştir: “Her kim Âşûrâ gününde sadaka verirse, bütün sene boyunca (vermeyip de sevabını) kaçırmış olduğu sadakaları vermiş gibi olur.”
 
Âşûrâ günü sadaka vermeyen bir âlimin mahrumiyeti hakkında şöyle bir kıssa zikredilmektedir; bir Âşûrâ günü fakirin biri Reyy (şimdiki Tahran) kadısına gelerek: “Bugünün hakkına Allâh için bana bir şey ver” demiş fakat kadı efendi onun tarafına bakmamış, bu durumu gören bu Nasrânî (Hıristiyan) o fakire istediğini vererek onu memnun etmiş.

O gece kadı efendi rüyasında bir altından, bir de kırmızı yakuttan olmak üzere iki saray görmüş ve on­lara kime ait olduklarını sormuş, kendisine: “Aşure günü o fakirin ihtiyacını görseydin, bunlar senin olacak­tı fakat sen hayra mâni olunca bu köşkler falan Hristiyan’a nasip oldu” denilmiş.
Bu rüya üzerine dehşet içerisinde uyanan kadı efendi tanıdığı o Hristiyan’a giderek ona: “Dün fakire yaptığın iyiliğin sevabını yüz bin akçe karşılığında bana sat” demiş ama o Nasrani: “Sen o iki köşkün eski­lerine karşılık yüz bin akçe verecek olsan da, bunu sana vermem” dedikten sonra kelime-i şehadet getirerek kendisine Aşure günü sadaka vermesi vesilesiyle iman nasip olduğunu ve Müslüman olduktan sonra bu köşklere nail kılındığını beyan etmiş.
Yine nakledildiği üzere Mısır’da bir elbiseden başka hiçbir şeyi olmayan bir adam varmış. Âşûrâ günü sabah namazında Amr ibni Âs camisindeymiş. Kadınların dua için o camiye girmesine ancak Âşûrâ günü müsaade edilirmiş. Bir kadın bu zâta: “Allâh için bana bir şey ver de çocuklarıma bakabilmek için ondan faydalanayım” demiş. O zat da üzerindeki elbiseden başka bir şey bulunmadığı için o fakir kadım evinin kapısına kadar peşi sıra getirmiş, eve girdiğinde bir peştemale sarılarak üzerindeki elbiseyi kapının ara­lığından o fakir kadına vermiş, kadın da ona: “Allâh sana cennet hüllelerinden giydirsin” diye dua etmiş.
O zat o gece rüyasında yanında çok hoş kokulu elma bulunan pek güzel bir hûri kızı görmüş, elindeki el­mayı böldüğünde içinde bir cennet elbisesi bulmuş, o hûriye kim olduğunu sorunca o: “Ben senin cennet­teki Âşûrâ adındaki zevcenim” demiş. Bu zat rüyanın etkisiyle uyandığında hânesinin cok hoş bir kokuyla e kaplandığım farketmiş ve hemen abdest alarak iki rekat namaz kıldıktan sonra: “Ey Allâh! Eğer bu rüya hak olup benim cennette böyle bir eşim varsa, beni hemen huzurun al” diye dua etmiş. Allâh-u Teâlâ da duasını kabul etmiş ve bu zat o anda ruhunu teslim etmiş.


6) Gusül (boy abdesti) almak. 

Bununla alakalı olarak İbni Abbâs (RadıyallâhuAnh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurmuştur:
“Her kim Âşûrâ gününde gusül abdesti alırsa, ölüm hastalığından başka bir hastalık görmez.”
(Abdülkâdir el-Geylânî, el-Gunye, 2/88)
Eserlerde Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:“Her kim Âşûrâ gününde gusül abdesti alırsa, Allâh-u Te‘âlâ’nın katında annesinin onu doğurduğu günkü gibi gü­nahlardan arınmış olur.” (Seyyid Ali Zâde, Şerhu Şirati’l-lslâm, sh:218)
Ayrıca bir haberde şöyle vârid olmuştur: “Her kim Âşûrâ gününde iki kere gusül abdesti alırsa, ebediy- yen gözleri hastalanmaz.”
 
7) Sürme çekmek. 

Bugünde sürme çekmenin faydası hakkında İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ)dan ri­vayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurmuştur: “Her kim Âşûrâ gününde(bir rivayet içinde misk bulunan) ismid (sürme taşı)ile (gözlerine) sürme çekerse, asla göz hastalığı çekmez.”

‘İmâm-ı Safûrî (Rahimehullâh)mbeyanı veçhile; Nûh (Aleyhisselâm)gemisine binenler aylarca gemide kalıp Âşûrâ günü Cûdî Dağına indiklerinde suyun rutûbetinden dolayı gözleri kamaşmış, bu nedenle Allâh-u Te ‘âlâ Nûh (Aleyhisselâm)a o gün gözüne sürme çekmesini vahyetmiştir.


8) Bir âlimi ziyaret etmek,
Bu konuda Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:“Her kim Âşûrâ gününde bir âlimin meclisine ya da Allâh-u Te’âlâ’yı zikredenlerin bulunduğu bir yere gider de on­larla bir an beraber oturursa, o kişiyi cennete koymak Allâh-u Te alâ üzerine bir hak olur.” (SeyyidAli Zâde, Şerhu Şirati’l-lslâm, sh:217)

9 ) Bir hastayı ziyaret etmek.
 Bu hususta İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ)dan rivayet edilen bir ha- dîs-i şerifteRasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim Âşûrâ gününde bir hastayı ziyaret ederse, sanki bütün Âdemoğlunu ziyaret etmiş gibidir.”


10) Yetim başı sıvazlamak. Tevrat-ı Şerif’te buyrulmuştur ki: “Her kim Âşûrâ günü bir yetimin başım sıvazlarsa Allâh-u Te’âlâ ona (yetimin başındaki) her tüyün karşılığında cennette bir ağaç verir. O ağacın üzerindeki takılar ve zinetler ancak Allâh-u Te’âlâ bilebilir.”

İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurmuştur: “Her kim Âşûrâ gününde eliyle bir yetimin başını okşarsa, Allâh-u Te’âlâ bu yaptığı iş vesilesiyle (o yetimin başındaki) her bir saç tanesine karşılık, o kişiye cennet­te bir derece verir.”

11)  Çoluk çocuğa bolluk yapmak. 
Harçlık vermek, eve bir şeyler almak…
İbni Mes’ûd (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Her kim Âşûrâ gününde ailesine genişlik yapar (da ikramlarda bulunur) sa, senenin geri kala­nında da hep (rızık bakımından) genişlik içerisinde olur.”
(Taberânî, el-Mucemul-Kebîr, no: 10007,10/77; Beyhakî, Şuabul-îmân, no:3792,3/36S)
Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Benîisrâîre senede bir gün oruç tutmak farz kılındı, o da muharre­min onuncu günü olan Âşûrâ günüdür. Öyleyse siz de o günde oruç tutun ve o günde ailenize genişlik(bolluk) yapın. Her kim malından(vererek) ailesine o günde genişlik yaparsa, Allâh-u Te’âlâ da senenin diğer günlerinde ona genişlik yapar.”
(Abdülkâdir el-Geylânî, el-Ğunye, 2/89)
Süfyân ibni ‘Uyeyne (Radıyallâhu Anh) demiştir ki: “Biz bunu elli senedir denedik, bolluktan başka bir şey görmedik.” (Abdülkâdir el-Geylânî, el-Ğunye, 2/89)

Mâü’l-‘Ayneyn (Rahimehullâh)m beyanı veçhile; İmâm-ı Echûrî (Rahimehullâh) bazı ulemâdan: “Âşûrâ günü hakkında çoluk çocuğa bolluk yapma ve oruç tutmak dışında sahih bir hadîs-i şerîf bu­lunmamaktadır. Diğer hadisler ise zayıf durumdadır” şeklinde bir görüş nakletmişse de faziletli amel­ler konusunda amel etmek hadisin sahih olmasına bağlı değildir.
Bilakis bir kimseye güvenilir bir âlimden bir rivayet yahut Allâh-u Te’âlâ’nın her hangi bir amele hayır ve sevap vereceğine dâir zayıf bir hadis ulaşmışsa o kişinin o rivayetle gereği gibi amel etme­si uygun düşer. Zira Allâh-u Te’âlâ’nm kullarına karşı ihsan ve lütufları, niyetlerindeki samimiyet­ler nispetinde olacaktır. NitekimRasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Müminin niyeti amelinden
hayırlıdır” (Beyhakî, es-Sünenü’s-sağîr, no:2, 1/5; Taberânî, el-Mu’cemul-Kebîr, no:S942, 6/185) hadîs-i şerifinde bu hakikate dikkat çekmiştir.
O halde kul, Rabbinden kendisine ulaşan nakillerin muktezâsıyla amel ederken Allâh-u Te’âlâ’nm fazl-u keremine ve ihsânına itimat etmelidir. (Mâü’l-Ayneyn, Na’tul-bidâyât, sh:167)

Mâü’l-Ayneyn (Rahimehullâh)m bu görüşü çok yerinde olup mûteber kaynaklarda geçen hadîs-i şeriflere uygun düşmektedir. Nitekim Câbir ibni Abdillâh (RadıyallâhuAnh)m rivayet ettiği bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Her kime, kendisinde Allâh-u Te alâ tarafından, fazilet olan bir şey(le alakalı bir rivayet) ulaşır da Allâh-u Te alâ’ya inanarak ve sevabını umarak onunla amel ederse, o öyle olma(yıp onunla ilgili rivayet gerçek dışı ol)sa da, -o haberi ulaştıran kimse yalancı olsa da- Allâh-u Te alâ o kuluna (bu inancından dolayı) o sevabı verir”

 12) Bir kişiye su içirmek.
 İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Her kim Âşûrâ gününde (bir Müslüma- na) bir yudum su içirirse, sanki o kişi göz açıp kapayıncaya kadar bile Allâh-u Te alâ’ya isyan etmemiş sayılır.” (Abdülkâdir el-Geylânî, el-Gunye, 2/88)

13)Tırnak kesmek.

14) Bir mümini iftar ettirmek. 
İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhümâjdan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurmuştur: “Her kim Âşûrâ ge­cesinde bir mümini iftar ettirirse, sanki onun yanında bütün ümmet-i Muhammed iftar etmiş ve onların hepsinin karnını doyurmuş gibi (sevaba nâil) olur.” (Ebulleys es-Semerkandî, Tenbîhu’l-ğâfilîn, sh:331; Abdülkâdir el-Geylânî, el-Gunye, 2/87)

15- 1000 İhlâs Sûresi okumak. 

Bu konuda Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyur­duğu rivayet olunmuştur: “Âşûrâ günü İhlas Sûresi ni bin kere okuyana Allâh-u Te alâ rahmet
nazarı ile bakar ve o kişi sıddıklardan yazılır.” 

16) En az on Müslümana selam vermek. 

Bu hususta Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: “Her kim Âşûrâ gününde on Müslümana selam verirse, sanki o kişi mahlukat içerisindeki bütün müminlere selam vermiş gibidir.”


17) Yolunu kaybetmişe yol göstermek. 

Kütüb-ü semâviyyede şöyle yazıldığı rivayet olunmuştur: “Her kim Âşûrâ gününde yolunu kaybetmiş birine yol gösterirse, Allâh-u Te alâ o kişinin kal­bini nurla doldurur.”

18) Sinirine hâkim olmak. 

Semâvî kitapların birinde şöyle yazıldığı rivayet olunmuştur: “Her kim Âşûrâ gününde sinirini bastırırsa, Allâh-u Te alâ onu (Kendi kazâsına ve kaderine)razı olan (bahtiyar)lardanyazar.” 

19-22) Müslümanların yolundan eziyet veren şeyleri kaldırmak, 
ehl-i İslâm arasım sulh etmek (dargınları barıştırmak), 
bir Müslümanın cenazesine katılmak ve Müslümanlarla güler yüzle musâfaha etmek.
Bu son zikrettiğimiz dört hasleti İmâm-ı Zendûsî (Rahimehullâh) “er-Ravza”isimli eserinde naklet- miştir.

23) Bir Sene Boyunca Hasta Olmamak İçin Yapılacak Bir Amel
Âşûrâ günü bir miktar gül suyuna her birinin başında besmele çekilerek ve suya bakılarak yedi Fâtiha okunup sonra o gül suyu başa ve yüze sürülürse o kişi bir dahaki seneye kadar illet ve dert görmez. Bu husus tecrübeyle sâbit olmuştur. Okuyamayacak küçük çocuklara da kendi okuduğumuzdan sürmek. (MuhammedEbu’l-YüsrÂbidîn, el-Evrâdü’d-dâime, sh:93)

24) Muhammed Hakkî Hazretlerinin nakline göre: “Her kim Âşûrâ günü 100 Âyete’l-Kürsî, yüz kere de İhlâs-ı Şerîf okuduktan sonra (ölmüş) anne babası için duacı olursa, onlar müşrik dahi olsalar Allâh-u Te‘âlâ azaplarını hafifletir.” (Muhammed Hakkî en-Nâzilî, Hazînetü’l-esrâr, sh:43)
Ya bir de günahkâr mümin iseler demek ki onlardan azâbı tamamen kaldırır, sâlih mümin iseler derecelerini artırır.
 25) Âşûrâ çorbası pişirmek. 
Âşûrâ günü, Âşûrâ çorbası pişirmek ve konu komşuya ikram etmek de Nûh(Aleyhisselâm) dan kalma güzel bir sünnettir. “el-MevridÜl-‘Azb” isimli eserde nakledildiği üzere Nûh(Aleyhisselâm)ın gemisi Âşûrâ günü Cûdî Dağına yerleştiği zaman o yüce peygamber (Aleyhisselâm)
“Yanımızda olan rızıkları bir araya getirin” buyurdu. Bunun üzerine biri bir avuç arpa, bir başkası buğday, bir diğeri nohut, bir başkası da mercimek getirmiş. O zaman Nûh(Aleyhisselâm):
“Bunlarn hepsini birlikte pişirin, muhakkak ki siz (kâfirleri boğan tûfandan) kurtulma şerefine erdiniz. Gününüz mübarek olsun” demiştir ki, o gün bugün Müslümanlar Âşûrâ gününde hububat pişirmeyi âdet edinmişlerdir. 

Not: Mercimek genelde konulmaz fakat mercimek 70 peygamberin duasını almıştır, tadını bozmamak için koymayanlar hiç değilde birkaç tane atsınlar diye tavsiye edilmiştir.

AŞURE GÜNÜ İBADETLERİ

AŞURE GECESİ YAPILACAKLAR
2 rekat namaz
360 Ayetel Kürsi den sonra 48 kere ayeti kerime Bütün senenin kötülüklerinden kurtulmak için
Gecesini ibadetle gündüzü oruçla geçiren öldüğü zaman öldüğünü bilmez, kendini cennette bulur.
Hadis: ‘’Aşure gecesi ibadet eden gökte tüm ibadet eden melekler kadar ibadet etmiş gibi olur.’’



AŞURE GÜNÜ NAMAZI
100 REKAT
Hazreti Aişe (Radıyallahu anha) validemiz Peygamber Efendimizden rivayet ediyor: “Kim Aşura gecesi ve Aşura günü yüz rekat namaz kılıp her rekatında bir FATİHA suresi ile üç İHLAS suresi okuyup namazı tamamladıktan sonra yetmiş defa 
   (Subhanallahi velhamdü lillahi vela ilahe illallahu vallahu ekber, vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim) okursa,
   yetmiş defa da Allah’u Teala’ya istiğfar ederse (Estağfirullah)
   Yetmiş defa da bana selatu selam getirirse (Allahümme salli ala seyyidina Muhammed)
Öldüğü zaman Allah’u Teala o kimsenin kabrini misk ve amberle doldurur. Kabre konan herkesin saçları dağılır. Bu namazı kılanların saçları katiyen dağılmaz.”Kabrinden dirildiğinde de yüzü ayın ondördü gibi parıldar.

BAŞKA NAMAZ
4 REKAT
1 fatiha + 15 ihlas
‘’Elli sene geçmiş, elli sene de gelecek günahı affolur,nurdan 1000 tane minber kurulur.’’

BAŞKA NAMAZ
40 REKAT
Öğle ile ikindi arası
1 Fatiha + 10 Ayetel Kürsi + 11 İhlas + 5 Felak + 5 Nas
Selamdan sonra 70 istiğfar
‘’Firdevs cennetinde bir beyaz kubbe,içinde dünyanın 3 katı kadar zümrütten ev, içinde nurdan bir taht, tahtın kenarları amberden, tahtın üstünde hakiki zaferandan 1000 tane döşek’’

BAŞKA NAMAZ
4 REKAT

HAK SAHİPLERİNİ RAZI EDEBİLMEK İÇİN
    Kim Aşura günü, sırf kıyamet günü düşmanlarını (kendisinden hak talep edecekleri) razı etmek ciyetiyle dört rekat namaz kılarsa,
   İlk rekatta bir Fatiha ile 11 İhlas,
   İkinci rekatta bir Fatiha ile 3 Kafirun ve 11 İhlas,
   Üçüncü rekatta bir  Fatiha ile bir Tekasür (Elhakümüttekasür) ve 11 İhlas suresi,
   Dördüncü rekattada bir Fatiha ve 3 Ayetel Kürsi ve 25 İhlas Suresi okursa Allah’u Teala o kimseyi kabrin bütün korkunç hallerinden kurtarıp, kıyamette de hasımlarını kendisinden razı eder. (Bu namaz şu altı günde kılınabilir: Aşura günü, Terviye günü, Arefe günü, Kurban Bayramı günü, Şaban ayının 15. Günü ve Ramazan ayının son Cuma günü.)

AŞURE GÜNÜ OLANLAR

Muharrem'in 10'uncu günü Aşûre günüdür. Aşûre gününde çok büyük ve mühim hâdiseler meydana gelmiştir.

Fakîh Ebu'l-Leys Semerkandî Hazretleri'nin beyânına göre Aşûre günü meydana gelen hâdiselerden bazıları şunlardır:


AŞURE GÜNÜ OLAN OALYLAR

Hazreti Âdem Aleyhisselam’ın tövbesinin kabûl edilmiştir. 
Hazreti. Nuh Aleyhisselam’ın gemisi Cudi Dağının üzerine demirlemiştir.
Hazreti Yûnus Aleyhisselam’ın balığın karnından çıkması, 
Hazreti İbrahim Aleyhisselam’ın dünyaya gelmesi ve ateşten kurtulması 
Hazreti İdris Aleyhisselam’ın göğe çıkarılması, 
Hazreti Süleyman Aleyhisselam’ın saltanat verilmesi, 
Hazreti Yakub’un oğlu Hazreti Yusuf Aleyhisselam’a kavuşması, gözlerinin görmeye başlaması, Hazreti Yusuf’un kuyudan çıkması  
Hazreti Eyyûb’un hastalıktan kurtulması, 
Hazreti Musa’nın Kızıldeniz’i geçmesi ve Firavun ordusu ile birlikte helak olması, 
Hazreti İsâ’nın doğumu ve ölümden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması Aşure günü oldu. 
Hazreti Musa Aleyhisselam’ın Firavun’un şerrinden kurtulması 
Hazreti Hüseyin Radıyallahu anh’ın şehid edilmesi 
Kıyâmetin kopması da Aşûre günü olacaktır.
Hazret Aişe’nin belirttiğine göre, Kabe’nin örtüsü daha önceleri Aşura gününde değiştirilirdi.
  Ayrıca Allah’u Teala (Celle Celaluhu)nun yerleri ve gökleri yaratması, dağları ve denizleri yaratması, Levhi ve kalemi yaratması, Hazreti Adem ile Hazreti Havva’yı yaratması, Cenneti yaratması ve Hazreti Adem Aleyhisselam’ı cennete koyması aşura gününe denk gelmektedir.

12 Ekim 2015 Pazartesi

MUHARREM AYI NAMAZLARI


İLK GECE NAMAZLARI

(13 ekim 2015 salıyı 14 ekime bağlayan gece)
10 rekat
1 Fatiha + 10 Ayetel Kürsi + 10 İhlas
Muharremin ilk gecesinde her rekatta bir fatiha, on Âyete’l-kürsi ve on ihlas okuyarak on rekat kılınır. Sonra eller kaldırılarak kendisi, anne babası ve tüm inanan erkeklerle kadınlar için istiğfarda bulunulduktan sonra :
”Ey ALLÂH ! Senin razı olmayıp beni nehyettiğin şeylerden bu sene her ne yaptıysam, ben onların bir kısmını unuttum, sen ise hiç birini unutmadın. Üstelik bana ceza vermeye kadirken mühlet verdin ve ben sana karşı gelme cüreti göstermişken beni tevbeye davet ettin.
Ey ALLAH ! Ben bütün bunlardan dolayı senden mağfiret diliyorum. Beni bağışla. Ey kerem sahibi ! Ey celâl ve ikram sahibi ! Senin razı olup bana sevap vaad ettiğin hangi amelleri bu sene işlediysem, senden dilerim ki onları kabul edesin ve Senden ümidimi kesmeyesin. Ey kerem sahibi , kabul eyle ! Efendimiz Muhammed’e ve âl’i ashâbına salât-u selam eyle” duası okunur. Her kim bu duayı namazın akabinde bir kere dahi okursa, ALLÂH’u Teâla o kuluyla kendi arasında bulunan bütün günahları bağışlar, o kişinin amellerini kabul eder ve şeytan : ” Vay başımıza gelenlere ! Bir senelik yorgunluğumuzun tümü şu anda boşa gitti”der.
( Muhammed Hakkı en-Nâzili, Hazinetü’l-esrar, sh : 43 )

6 Rekat (2şer)
Yine üç selamla altı rekat kılınır. Her rekatta Fatiha süresi’nden sonra bir kere Âyete’l-Kürsi, on bir kere ihlas süresi ve 23 kere şu tesbih okunur ;
1 Fatiha + 1 Ayetel Kürsi + 11 İhlas
23 kez:
”Sübhânel melikil kuddûsi sübbûhun kuddûsün rabbüna ve rabbül melâ’iketi ver-ruhi”
Bu namazı kılan o senenin sonuna kadar rızık ve geçim konusunda sıkıntı çekmeyecek garantisi var.

4 Rekat
Yine muharremin ilk gecesi gece yarısından sonra kalkıp ALLÂH rızası için dört rekat namaz kıldıktan sonra kıbleye yönelerek oturup tam bir itikâd ve hulûs-u vicdan ile kalbi ALLÂH’u Teâla’ya yönelici olduğu halde 1001 defa Duhâ süresi’ni okuyan ve sonrasında :
”Ya Rabbi ! Bu süre’i şerife hürmetine ve bu ayeti kerime ile hitap edilen Rasûl-ü Ekrem’in hürmetine bu seneyi benim evlâd-u ‘ıyâlim hakkında mübarek ve mes’ud kıl”
diye dua eden kimse o senenin sonuna kadar rızık ve geçim hususunda sıkıntıya düşmez.
( Seyyid süleyman el-hüseyni, kenzü’l havas 2/52 )


MUHARREM AYININ İLK GÜNÜ NAMAZLARI
(14 ekim 2015 Çarşamba günü kılınacaklar)
2 REKAT
Muharremin ilk gününde dilediği sûrelerle iki rekat kılan, daha sonra ellerini kaldırarak :
”Ey ALLÂH ! Sen kadim -Evveli olmayan- bir Rabb’sin. İşte bu yeni bir senedir. Ben senden, bu senenin hayrından istiyorum, şerrinden de Sana sığınıyorum. Ey celal ve ikrâm sahibi !
Ey ALLÂH ! Sen ebedisin, kadimsin -Başlangıcın ve sonun yoktur- İşte bu yeni bir senedir. Ben bu sene Senden dilerim ki beni şeytandan koruyasın, kötülüğü çokça emreden bu nefse karşı bana yardım edesin ve beni Sana yaklaştıran amellerle meşgul edesin. Ey celâl ve ikram sahibi ! ” 
duasını okuyan kişi için ALLÂH’u Teâla bir melek görevlendirir ki, o melek şeytanı o kişiden uzaklaştırır, ALLÂH’u Teâla nefsine karşı hareket etme hususunda ona yardım eder, râzı olduğu işlere onu muvaffak kılar ve bütün işlerinde o kişiye kolaylıklar ihsan eder.

2 Rekat

Yine güneş doğduktan işrak vakti girdikten sonra iki rekat namaz kılınır. Her rekatta fatiha süresinden sonra Kurân’ı Kerim’den kolaya gelen kısım okunur. Selam verildikten sonra da yedi kere ” Lâ ilâhe illallâh ” kelime-i tayyibesi zikredilir.

MUHARREM AYI ve İBADETLERİ

MUHARREM AYI
Muharrem ayı haram aylardandır.“Muharrem” kelimesi, “haram kılınmış”, “hürmete lâyık” anlamlarına gelmektedir. Diğer haram aylardan onu farklı yapan içinde hicri yılbaşımızı ve birçok önemli olayın meydana geldiği aşure gününü barındırmasıdır.
Medine olmasa İslam olmayacaktı, İslam huzur buldu, güvenli oldu.Muhacire kucak açtılar, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem i korudular, kolladılar.Ensar İslama çok büyük destek oldu. İslamiyet yaşandı,yayıldı.Bu sebeple Medineli sahabeleri sevmek Müslüman olduğunun alametidir. Müslümanlar bizim dirilişimiz hayatımız hicretle başladı, takvimimiz de bununla başlasın dediler ve hicreti 1 saydılar.Hicretin tarih başlangıcı olması teklifi ise Hz. Ali’den (radiyallahu anhum) gelmişti.Bu kutlu olayın takvim için başlangıç sayılması Hz. Ömer (radiyallahu anhum) tarafından uygulandı.
Bizim bütün hesaplarımız ona göre. Hz.Mehdi’nin çıkışı, müceddidlerin gelişi,Allah indinde hesap gökteki aya göredir, ramazan, kurban, zekat hesabı…

MUHARREM AYI İBADETLERİ
( Namaz, oruç, zikir, dua, tesbih )


Allâh-u Teâla’nın , kulları hakkındaki yıllık hesap defteri hicri yılın başında açılıp sonunda kapatılır. Arada ne kadar günahlar işlense de Enes İbni Mâlik Radıyallâhu anh’dan rivayet edilen :

”İki yazıcı melek kulun amellerinden gece ve gündüz neleri zapt edip Allâh-u Teâla’ya O’nun teftiş makamına yükseltirler de Allâh-u Teâla amel defterinin başında ve aynı sayfanın sonunda bir hayırlı amel bulursa mutlaka Allâh-u Teâla meleklere hitaben ” Ben sizi şahit tutuyorum ki, bu kulum için defterin iki tarafı başı ile sonu arasında bulunanların tümünü gerçekten bağışladım” buyurur”
(Tirmîzi, cenâiz : 9 , no : 981, 3/310 ) hadis-i şerifi mûcebince bağışlanır.



SENE SONU DUASI
29 Zilhicce 1436 / 13 EKİM Salı 2015

Rivayet olunduğuna göre: “Her kim zilhiccenin sonunda (13 Ekim salı günü güneş batmadan önce) 3 kere:( ikindiden sonra akşam ezanından önce okunur)

Bismillâhirrahmanirrahim ve sallallâhu teâla alâ seyyidinâ muhammediv ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellem, Allahümme mâ amiltühü fî hâzihîs-seneti mimmâ neheytenî anhü ve lem terdahû ve nesîtühû ve lem tensehû ve halümte aleyye bağde kudratike ala ukúbetî ve deavtenî ilet-tevbeti minhü bağde cerâetî alâ mağsıyetike, Allâhumme fe innî estağfiruke minhü fağfirli vema amiltü fîhi min amelin terdahû ve vead-tenì aleyhis-sevâb, fe’es’elükallâhümme yâ kerîmü yâ zel celâli vel ikrâmi en takbelehû minni ve lâ tagda’a recâ’î minke yâ kerîmü ve sallallâhu teâla alâ seyyidinâ muhammediv ve alâ âlihi ve sahbihî ve sellem.”



Anlamı: 
‘Ey Allâh! Senin razı olmayıp beni nehyettiğin şeylerden bu sene her ne yaptıysam, ben onların bir kısmını unuttum, Sen ise hiçbirini unutmadın. Üstelik bana ceza vermeye kadirken mühlet verdin ve ben Sana karşı gelme cüreti göstermişken beni tevbeye davet ettin.
Ey Allah! Ben bütün bunlardan dolayı Senden mağfiret diliyorum. Beni bağışla. Ey kerem sahibi! Ey celâl ve ikram sahibi! Senin razı olup bana sevap vaad ettiğin hangi amelleri bu sene işlediysem, Senden dilerim ki onları kabul edersin ve Senden ümidimi kesmeyesin. Ey kerem sahibi, kabul eyle! Efendimiz Muhammed’e ve âl-i ashâbına salât-ü selâm eyle’ derse, şeytan:‘Biz, bir sene yorulup bu günahları işletmek için bunca zahmet çektik, o ise bir anda hepsini sildirdi’ deyip yüzüne toprak saçarak kaçar.” 
(Safûri, Nüzhetü’l-mecâlis, 1/156; Mâü’l-Ayneyn)


SENE SONUNDA OKUNACAK SAÂDET DUÂSI
29 Zilhicce 1436 / 13 EKİM Salı 2015

Her kim aşağıda yazılan saâdet duâsını senenin sonunda güneş batmadan önce 21 kere okursa uykuyla uyanıklık arasında bütün gizli halleri kendisine gösterilir. Vird sâhibi olan kimseler manevi mertebelerinin ne kadar yükseldiği kendilerine gösterilsin istiyorlarsa bu duâyı her gün okumalıdırlar. Bu dua şöyledir:



”Rahmân ve Rahim olan Allâh’ın adıyla ! Yâ Rabbi ! Bana mukaddes nurlarını müşâhede edebilme hâlini ihsân eyle, beni ünsiyetinin güçlü cezbelerinin zuhûruyla teyid eyle ki, bu sayede ben isimlerinin kazandıracağı marifetlerin tecellîlerinde dönüp dolaşabileyim.

Yâ Rabbi ! Sen beni Senin müşâhede edilebileceğin meşhed ( gösterge ) lerde bulunan varlığının sırlarının ta kendilerine vâkıf kıl ki, onlar sayesinde ben Mülk ve Melekût âlemlerine tevdi etmiş bulunduğun sırları müşâhede edebileyim, kudretinin Lâhut ve Nâsût âlemlerinde bulunan âyetlerinin şâhit ( gösterge ) lerine nasıl nüfûz ettiğini ayan beyan görebileyim.

Sen bana umûmi hikmetler içerisinde öyle bir mârifet nasb et ki, mevcûdat ta gizli olan inceliklerden haberdâr olmadığım bir mâlumât kalmasın. İman hakikatlerini idrâke mâni olan karanlıkları benden gider, kalplerde ve ruhlarda bulunan sevgi-dostluk, hidâyet-irşâd güzelliklerini bana yakın et. Zirâ seven de, sevilen de, arayan da, aranan da ancak Sensin.

Ey kalpleri dilediği tarafa çeviren ! Ey sıkıntıları açan ! Ey şaşkınlara yol gösteren ! Ey yardım isteyenlerin imdâdına kavuşan ! Bütün gayıpları hakkıyla bilen ancak Sensin. Benim de, her şeyin de Rabbi ancak Sensin. Ey Allâh ! Bizi insanlar arasında aldatılmış kimseler yapma, hizmetinden mahrum ve uzak bırakma, nimetlerinle helâke çekilen kimselerden eyleme, dünyada düşmanları tarafından yenilen ve din karşılığında dünya malları yiyen bedbahtlardan eyleme. Allâh-u Teâla mahlûkatının en hayırlısı olan Muhammed Sallallâhu aleyhi ve sellem’e ve âl-i ashâbının cümlesine salât eylesin ! Ey acıyanların en merhametlisi ! Rahmetinle muâmele eyle. Bütün hamdler âlemlerin Rabbi olan Allâh’a mahsustur.” ( Muhammed ibni hatiruddin, el-cevahiru’l hams, sh : 64-65 )

SENE BAŞI DUASI
(29 Zilhicce 1436 / 13 Ekim Salı 2015 ve ya
1 Muharrem 1437 / 14 Ekim Çarşamba 2015)

1) Rivayete göre: “Her kim Muharrem ayının evvelinde bağlayan gece veya en geç muharremin ilk günü (13 Ekim Salı akşamı ya da 14 Ekim Çarşamba günü) 3 kere:

Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillahi Rabbilâlemîn.Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihi ecmaîn. Allâhümme entel ebediyyül kadîm. Elhayyülkerîm. El hannânül mennân vehâzihî senetün cedîdetün es elüke fîhel ısmete mineşşeytânirracîm vel avne alâ hâzihin nefsel emmârati bissû’i veliştigâle bimâ yugarribunî ileyke yâ zel celâli vel ikrâm. Birahmetike yâ erhamerrâhımîn. Ve sallallâhü ve selleme alâ seyyidinâ ve nebiyyinâ muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve ehli beytihî ecmaîn.”





Anlamı:
“Bütün hamdler, âlemlerin Rabbi olan Allâh’a aittir. Salât-ü selâm, Efendimiz Muhammed’in ve âl-i ashâbının tamamının üzerine olsun. Ey Allah’ım ! Sen Ebedi’sin, Kadim’sin (başlangıcın ve sonun yoktur! Hayy’sın, Kerim’sin (hakiki hayat sahibi de, kerem sahibi de ancak Sensin!) Hannan’sın, Mennan’sın(son derece acıyan ve çokça lütuflarda bulunan Rabbimizsin!)
İşte bu yeni senedir. Ben bu sene Senden dilerim ki beni kovulmuş olan şeytandan ve onun dostlarından koruyasın, kötülüğü çokça emreden bu nefse karşı bana yardım edesin ve beni Sana yaklaştıran ameller ile meşgul edesin. Ey kerem sâhibi! Ey celâl ve ikrâm sahibi! Ey acıyanların en merhametlisi! Rahmetinle kabul eyle!

Allâh-u Teâlâ, Efendimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e, âl-i ashâbının ve Ehl-i Beyt’inin tamamına salât ve selâm eylesin” derse, şeytan:

‘Ömrünün kalan kısmında kendisini güvenceye aldı, artık biz bu kişiden ümidi kestik’ der ve Allah celle celâlühü ona, kendisini şeytan ve etbâ’ından sene boyunca korumak üzere iki melek görevlendirir.” (Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis, 1/156; Mâü’l-’Ayneyn, Na’tü’l-bidâyât, sh:165)

MUHARREM AYINDA ORUÇ

“Zilhiccenin son günü (13 Ekim 2015 Salı) ile Muharremin ilk gününü (14 Ekim 2015 Çarşamba )oruçlu geçiren kişi geçen seneyi oruçla bitirip, gelecek seneye oruçla başlamış olur, bu nedenle Allâh-u Teâlâ o kimse için elli senelik(günahları da olsa) keffâret yazar.” buyrulmuştur.


Muharrem ayının birinden onuna kadar 10 gün oruç tutmak ve 10'uncu gün aşûre pişirmek fazîletli ibâdetlerdendir. Bunu yerine getirenlerin Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (radıy'allâhu anhümâ) Efendilerimiz'le cennete girecekleri ümit edilir.

Bu 10 günlük orucu tutamayanlar, mümkünse 8, 9 ve 10'uncu günleri oruç tutmalıdırlar.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz 9'uncu günü seferde bulunuyorlardı. O bakımdan yalnız 10'uncu günü oruç tutmuşlar ve "sağ olursak gelecek sene 9'uncu günü de tutarız" buyurmuşlardır.
 “Haram aylar, Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir.”
Enes ibni Mâlik (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Resulullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
 “Her kim, herhangi bir haram aydan Perşembe, Cuma ve Cumartesi olmak üzere, üç günü oruçlu geçirirse, kendisine (tuttuğu her güne karşılık) iki sene, (başka bir rivayette) yedi yüz sene, (diğer bir rivayette ise) dokuz yüz sene ibadet (sevabı) yazılır.” 
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: Ramazandan başka oruç soruyorsanız illa da muharremi tutun demiştir.
İlk cumasında oruç tutanın geçmiş bütün günahları bağışlanır.
10 günün hepsini tutsa en yüce Firdevs cennetlerine varis tutulacaktır.



MUHARREM AYININ HİLALİ GÖRÜLDÜĞÜ ZAMAN OKUNACAK DUA:
Zilhicce son akşam namazından sonra:
Rasûlüllâh (esselatu vesselamu aleyke ya Resulallah):  “Muharrem’in hilâlini gördüğünüz zaman şöyle deyin” buyurmuştur.

‘’Merhaben  bissenetil cedideti veşşehril cedid, velyevmil cedidi vesseatil cedidet,Ve merhaben bil katibi veşşahidi veşşehidi üktübea fissahifetii bismillahirrahmanirrahim.Eşhedü enlâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerike leh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resuluh.Ve ennel cennete haggûn, Ve enne-nâre haggun, ve ennesseate êtiyetün lê raybe fîha Ve ennellahe yab'asü men fil gubûri.’’

“Yeni seneye, yeni aya, yeni güne ve yeni saate merhabâ! Yanımda hazır bulunanlara, özellikle iki yazıcı rneleğe merhabâ! Benim amel defterime: ‘Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle! Ben şuna dâir şâhitlikte bulunuyorum ki; gerçekten Allâh’tan başka hiçbir ilâh yoktur, O tektir, hiçbir ortağı yoktur, şuna da şâhitlik ederim ki hiç şüphesiz Muhammed O’nun kulu ve Rasûlüdür. Muhakkak ki cennet de haktır, cehennem de gerçektir. Kıyâmet gelecektir, onda hiç şüphe yoktur ve gerçekten Allâh kabirlerde bulunanları çürütecektir’ diye yazın. (Muhammed ibn-i Hatîrüddîn, el-Cevâhiru’l-hams, sh:48.)

MUHARREMİN İLK GÜNÜNÜN SABAHI

İbni Abbas radiyallahu anhüm der ki; ‘’Kurandaki fecr suresi yeni yılın ilk sabahına yemin ediyor.’’

*Muharrem Ayının İlk Günü 360 kere Ayetel Kürsi Okunur
Bir sene boyunca başına istemediği hiçbir şey gelmeyecek, evliyaullah denenmiş bulunmuştur diyor.

Muharremin ilk günü 360 kere Âyete’l-Kürsî’yi okuyan ve her birinin başında besmele çeken ve bu sayıyı tamamladıktan sonra:
Allahümme Ya muhavvilel havli vel ahval havvil halene ile ahsenil ahvali bihavlike ve guvvetike Ya azizü Ya müteal, Ve sallellahü ale seyyidine muhammedin ve ale Alihi ve sahbihi ve selleme

“Ey halleri değiştiren Allâh! Kendi kuvvetin ve kudretinle bizim hâlimizi hallerin en güzeline çevir. Ey Ulu ve Ey Yûce! (Duâmızı kabûl eyle.) Allâh-ü Te’âlâ, Efendimiz Muhammed (aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm)’e ve âl-i ashâbına salât ve selâm eylesin!” 

Diye duâ eden kişi istemediği her şeyden korunur.” Bu böylece denenmiş ve doğru çıkmıştır. Kasr-ı Ârifân dergisi, (Mâü’l-ayneyn, Na’tü’l-bidâyât, sh:166.) 

*113 besmele yazmak
Bir kağıda 113 besmele yazar üstünde taşırsa ömrü boyu bela gelmez.